Değerli arkadaşlar sitemizi ziyaret ettiğiniz için çok teşekkür ederiz. Forumu güncel tutmaya ve olabildiğince ilgilenmeye çalışıyoruz. Sitemize girince üye olup ilgilendiğiniz manga konularına mesaj atarsanız seviniriz.

Fantastik Edebiyat

galeme
Mesajlar: 2732
Kayıt: 14 Kas 2011 22:18
Favori Anime: .

Bu konular hakkında fazla bilgim yok ama meraktan soracağım Star Wars nasıl bilim kurgu olmuyor?
Kullanıcı avatarı
Dr.M
Kalemşor
Kalemşor
Mesajlar: 2524
Kayıt: 22 Kas 2011 21:26
Cinsiyet: Erkek
Favori Manga: One Piece, Veritas, Gamaran, Hollyland,Liar Game,Bakuman, One Punch Man, Berserk, Toriko, Tower of God, City of the Darkness, Noblesse,
Favori Anime: Naruto, Bleach,Death Note, Hellsing, Samurai X, Hunter X Hunter, FullMetal Alchemist Brotherhood
Konum: Zonguldak

galeme yazdı:Bu konular hakkında fazla bilgim yok ama meraktan soracağım Star Wars nasıl bilim kurgu olmuyor?
Star Warstaki Force kavramını bilimle açıklayamazsın ki bu en basit bir farktır daha light saber olayına girmiyorum bile...
ÖLÜLERİN BEKÇİSİ 3. SEZONU OLAN KURDUN SAVAŞI BAŞLIYOR
GÜNCEL 10. BÖLÜM ÇIKTI [/i][/size] OKUMAK İSTEYENLER BURADAN[/size]

YENİ BAŞLAYANLAR! ÖYKÜNÜN İLK SEZONU İÇİN ÖLÜLERİN BEKÇİSİ ÖZGÜR BİR ADAM BAŞLIĞINA

İKİNCİ SEZONU İÇİN ÖLÜLERİN BEKÇİSİ KURDUN DOĞUMUNA BAKABİLİRSİNİZ.
Kullanıcı avatarı
valheru21
Beyaz Avcı
Beyaz Avcı
Mesajlar: 2232
Kayıt: 21 Eyl 2011 08:44
Cinsiyet: Erkek
Favori Manga: One Piece, Naruto,Hellsing,Bakuman
Favori Anime: Gintama,One Piece, Naruto, Hellsing, Yu-Gİ-Oh, Bleach,Bakuman, Samurai 7

Peki Bilim Kurgu Edebiyatı sana göre nedir?
Peki Kara Kule neden bilim kurgu kategorisine girmemektedir?

Kendi düşünceme göre Kara Kule fantastik ve bilimkurgu'nun tam ortasında durmaktadır.Çoğunluk her ne kadar fantastik sınıfına soksada bana göre bilimkurgu öğeleri fantastilk öğelerden daha fazladır.Fantastik ve Bilimkurgu araında kesin fark var fakat birinin sınırından diğerine geçiş çok kolaydır

Tasvir bir eseri nasıl edebi yapmıyosa süslü cümlelerde edebi yapmaz.Tolkien bu dünyanın ilk tuğlalarını yerleştirdiği için tartışılması ve bazı konularda yetersiz olduğu sayılması sanki bir günah olarak atfediliyor.Tolkien'in eserleri edebi olarak kabul ediliyosa bugün bunun nedeni bir şeyin iki olduğu içindir.

Mesela hepimiz Yüzüklerin Efendisini okurken bir Gandalf-Sauron savaşını bekledik değilmi.Fakat Sauron'u iki hobbit yokedince ne oldu "vay usta yine ters köşeye yatırdı" oldu ama öyle değil işte Tolkien bence bir Gandalf-Sauron karşılaşmasının altından kalkamayacağı için hiç girmedi.Şimdi kimse bana Tolkien'in kurgusu öyleydi diye gelmesin elinde bunun gibi bir çok malzeme olmasına rağmen kullanamadı.Buda anlatım yetersizliğidir gerçi sende bundan dem vurmuşsun birebir dövüş yok diye.
Bu anlatım yetersizliği o muazzam dünyayı o harika karakterleri o orjinal dili hep eksik bırakıyor.

Ayrıca sende şunu farkettim her mesajında Jordan'daki tasvire vurgu yapmışsın.Şunu anladımki problem senle Jordan arasında değil senle tasvir arasında yoksa Jordan'ında edebi felsefe yönünde gayet güzel sözleri var.Mesela;

"Bir erkek bir kadının omuz silkeceği bir şey için kavga çıkarabilir ve bir kadın bir erkeğin omuz silkeceği bir mesele için cinayet işleyebilir ve erkeğinki kadar sebep de gerekmez."
veya Kara Kule'den şu söz

"Önce gülümsemeler gelir,ardından yalanlar ve sonunda silahlar"

yani her kitapta bunlar gibi kulağa hoş gelen felsefik yönü kuvvetli sözler bulursun ama bunlar o kitabı edebi yapmaz.

Velhasılı kelam söylemek istediğim ne Yüzüklerin Efendisi ne Zaman Çarkı edebi eserler değildir ama Eğer Yüzüklerin Efendisi edebi ise Zaman Çarkı hayli hayli edebidir.
Resim "Dünyaca ünlü bilim adamları tarafından söylense bile saçmalık her zaman saçmalık olarak kalacaktır"
John Lennox
Celebhol
Mesajlar: 11624
Kayıt: 28 Tem 2010 00:02
Favori Anime: -

Dr.M yazdı:
galeme yazdı:Bu konular hakkında fazla bilgim yok ama meraktan soracağım Star Wars nasıl bilim kurgu olmuyor?
Star Warstaki Force kavramını bilimle açıklayamazsın ki bu en basit bir farktır daha light saber olayına girmiyorum bile...
Star Wars bilim kurgu ama fantastik öğeler de var. İkisinin karışımı anlayacağın ama bilim kurgu daha ağır basıyor. Lightsaber'ın kendi mantığı var elbette, bilim kurgu mantığına oturtulmuş bir şekilde.
Mechanics and specifications bölümü
Öte yandan force, kesinlikle fantastik bir öğedir ve evrenin merkez mekaniklerinden birisi.
valheru21 yazdı:Peki Bilim Kurgu Edebiyatı sana göre nedir?
Peki Kara Kule neden bilim kurgu kategorisine girmemektedir?

Kendi düşünceme göre Kara Kule fantastik ve bilimkurgu'nun tam ortasında durmaktadır.Çoğunluk her ne kadar fantastik sınıfına soksada bana göre bilimkurgu öğeleri fantastilk öğelerden daha fazladır.Fantastik ve Bilimkurgu araında kesin fark var fakat birinin sınırından diğerine geçiş çok kolaydır

Tasvir bir eseri nasıl edebi yapmıyosa süslü cümlelerde edebi yapmaz.Tolkien bu dünyanın ilk tuğlalarını yerleştirdiği için tartışılması ve bazı konularda yetersiz olduğu sayılması sanki bir günah olarak atfediliyor.Tolkien'in eserleri edebi olarak kabul ediliyosa bugün bunun nedeni bir şeyin iki olduğu içindir.

Mesela hepimiz Yüzüklerin Efendisini okurken bir Gandalf-Sauron savaşını bekledik değilmi.Fakat Sauron'u iki hobbit yokedince ne oldu "vay usta yine ters köşeye yatırdı" oldu ama öyle değil işte Tolkien bence bir Gandalf-Sauron karşılaşmasının altından kalkamayacağı için hiç girmedi.Şimdi kimse bana Tolkien'in kurgusu öyleydi diye gelmesin elinde bunun gibi bir çok malzeme olmasına rağmen kullanamadı.Buda anlatım yetersizliğidir gerçi sende bundan dem vurmuşsun birebir dövüş yok diye.
Bu anlatım yetersizliği o muazzam dünyayı o harika karakterleri o orjinal dili hep eksik bırakıyor.

Ayrıca sende şunu farkettim her mesajında Jordan'daki tasvire vurgu yapmışsın.Şunu anladımki problem senle Jordan arasında değil senle tasvir arasında yoksa Jordan'ında edebi felsefe yönünde gayet güzel sözleri var.Mesela;

"Bir erkek bir kadının omuz silkeceği bir şey için kavga çıkarabilir ve bir kadın bir erkeğin omuz silkeceği bir mesele için cinayet işleyebilir ve erkeğinki kadar sebep de gerekmez."
veya Kara Kule'den şu söz

"Önce gülümsemeler gelir,ardından yalanlar ve sonunda silahlar"

yani her kitapta bunlar gibi kulağa hoş gelen felsefik yönü kuvvetli sözler bulursun ama bunlar o kitabı edebi yapmaz.

Velhasılı kelam söylemek istediğim ne Yüzüklerin Efendisi ne Zaman Çarkı edebi eserler değildir ama Eğer Yüzüklerin Efendisi edebi ise Zaman Çarkı hayli hayli edebidir.
Hepimiz bekledik son kapışmayı demişsin. Gandalf-Sauron kapışmasını hiç beklemedim LotR'da. Kitapların en başından itibaren Sauron'un, o dönemdeki koşullara göre çok öte boyutta bir varlık olduğu ve normal şekilde yenilemeyeceği söylendi. Yenmenin tek yolunun yüzüğü Hüküm Dağı'na atmak gerektiği söylendi. Ters köşe de olmadım dolayısıyla. Gandalf vs. Sauron beklemenin mantığını da pek anlamasam da -çünkü hiç bir zaman böyle bir şey olacağı ima edilmedi- LotR'dan sonra çıkan Frp mantığı yüzünden böyle beklentiler oluştuğunu düşünüyorum çünkü Frp'lerde şaşalı büyüler ve detaylı kapışmalar var. Son boss savaşları özellikle.

İkinci anlamadığım nokta LotR'u edebi eser saymaman. LotR'un en önemli özelliklerinden birisi dilidir, Tolkien'in dil bilimci de olmasından ötürü çok güzel tasvirleri, betimlemeleri vardır. Orta-Dünya'nın, uzun dönemlerden beri süregelen çatışmalarının son aşamasına gelinmiştir. Özgün ırkları ve kitabın içinde ayrı diller vardır. Elfçe, nromal dil ailelerinde olduğu gibi ayrı dallara ayrılmış ve kelimeler etimolojik değişim geçirmiştir. Üstelik baştan savma bir şekilde yapılmamıştır bu.

Tolkien mükemmeliyetçi bir adamdı. Adam, Orta-Dünya'yı oluşturmaya 1917'de başladı ve ömrünün altmış yılını bu dünyaya adadı, öldüğünde bile yazmak istediklerini tamamlayamamıştı. Sadece LotR'un yazımı bile 12 yıl sürdü (1937-1949). Şimdi bunlara bu kadar yıl harcamış adamın Gandalf vs. Sauron kapışmasının altından kalkamayacağını düşünmek mantıklı mıdır? Böyle bir kapışmanın altından kalkamayacağını düşünse Fingolfin vs. Morgoth'u ve Turin vs. Glaurung'u yazmazdı. Hadi Fingolfin-Morgoth olayı Silmarillion'daydı ve yeterince detayı yoktu diyelim. Turin vs. Glaurung, Hurin'in Çocukları'nda çok detaylı bir şekilde geçiyor ve zaten Turin'e Orta-Dünya'nın en güçlü insanı ünvanını da kazandıran bu kapışma.

Özet olarak, yarattığı özgün ırklar, bu ırklara yarattığı yaşayan ve gerçek diller, aşırı detaylı ve özenli bir geçmişi var. Oturmuş karakterleri var, duygu ve atmosfer aktarımı konusunda da gayet iyi, dili çok güzel tasvirlere ve betimlemelere sahip, edebi bir dil. Eğer bu edebi eser değilse, nedir edebi eser? (Bizim fantastik edebiyat dediğimiz High Fantasy akımını başlatmasına hiç girmedim)
Kullanıcı avatarı
valheru21
Beyaz Avcı
Beyaz Avcı
Mesajlar: 2232
Kayıt: 21 Eyl 2011 08:44
Cinsiyet: Erkek
Favori Manga: One Piece, Naruto,Hellsing,Bakuman
Favori Anime: Gintama,One Piece, Naruto, Hellsing, Yu-Gİ-Oh, Bleach,Bakuman, Samurai 7

@Celebhol
Panpa öncelikle Hurin'in Çocuklarını okumadığım için Turin vs. Glaurung hakkında ne desem yalan ama okuduğum diğer kitaplarında (Simiralion Hobbit ev Yüzüklerin Efendisi) bana gösterebileceğin adamakıllı bir birebir vs gösterebilirmisin.

Tolkien hakkında verdiğin bilgilerin aşağı yukarı bende farkındayım hatta peri masallarını şiddetle eleştirdiğini ve kendini bir peri masalcısı olarak tanımladığınıdıda.Tolkien büyük bir yazar muhteşem bir dünya. ırklar ve diller ortaya atmış bir şahsiyet bunları inkar eden çarpılır zaten ama Tolkien'in bir dilbilimci olmasından mıdır bilinmez kitabın dilinin ağır ve yavaş olması nedeniyle edebi değil dedim.En azından ben okurken sıkıldım.

Ha benim veya bir başkasının demesiyle seri edebi olmaktan çıkarmı tabiki hayır dilbilimci veya edebiyatçı değilim sadece ilgili olduğum konularda atıp tutan herifin tekiyim işte o kadar. :silly:
Resim "Dünyaca ünlü bilim adamları tarafından söylense bile saçmalık her zaman saçmalık olarak kalacaktır"
John Lennox
Celebhol
Mesajlar: 11624
Kayıt: 28 Tem 2010 00:02
Favori Anime: -

valheru21 yazdı:@Celebhol
Panpa öncelikle Hurin'in Çocuklarını okumadığım için Turin vs. Glaurung hakkında ne desem yalan ama okuduğum diğer kitaplarında (Simiralion Hobbit ev Yüzüklerin Efendisi) bana gösterebileceğin adamakıllı bir birebir vs gösterebilirmisin.

Tolkien hakkında verdiğin bilgilerin aşağı yukarı bende farkındayım hatta peri masallarını şiddetle eleştirdiğini ve kendini bir peri masalcısı olarak tanımladığınıdıda.Tolkien büyük bir yazar muhteşem bir dünya. ırklar ve diller ortaya atmış bir şahsiyet bunları inkar eden çarpılır zaten ama Tolkien'in bir dilbilimci olmasından mıdır bilinmez kitabın dilinin ağır ve yavaş olması nedeniyle edebi değil dedim.En azından ben okurken sıkıldım.

Ha benim veya bir başkasının demesiyle seri edebi olmaktan çıkarmı tabiki hayır dilbilimci veya edebiyatçı değilim sadece ilgili olduğum konularda atıp tutan herifin tekiyim işte o kadar. :silly:
Tolkien'in kitapları zaten hiç bir zaman detaylı birebir savaş anlatımı kullanmıyor. Bu yapamadığından ötürü, yapmak istemediğindendir diye düşünüyorum. Dile o kadar hakim birisi aktif bir aktarım yapabilir isterse ama daha ağır ve edebi bir anlatımı tercih etmiş. Bu yanı eleştirilirse anlarım ama yavaş olması nedeniyle edebi değil demek yanlış olur.

Tolkien'in Peri Masalları Üzerine'sini de okudum. Bugün bizim Peri Masalı ve Fantastik Edebiyat (High Fantasy) diye ayırdığımız şeyin tamamını Peri Masalı tanımına alıyor o çünkü o dönemde daha High Fantasy akımı yoktu, Tolkien bunun öncüsü olduğu için tabi ki de :laugh: Nasıl Edgar Allan Poe, kendi yarattığı ve ilk dedektif olarak kabul edilen Dupin'e, o dönemler dedektif diye bir şey olmadığı için hiç bir zaman dedektif demiyorsa, Tolkien de kendi edebi eserinin yarattığı türe ayrı bir şey demiyor.
Bu yüzden Tolkien, Peri Masallarını ikiye ayırıyor. Birincisi abuk sabuk, şirin şamalak karakterleri olan tür. İkincisi ise Camelot efsanesi gibi ciddi olan tür. Kendisini de bu türe dahil ediyor.
Kullanıcı avatarı
Deathwing
Mesajlar: 2773
Kayıt: 17 Haz 2010 22:27
Cinsiyet: Erkek
Favori Manga: Yok
Favori Anime: Yok
Konum: 41° 0'48.48"K 28°55'58.53"D

Tolkienin savaş olaylarını anlatmak istemediği yerler çok var. Miğferdibi savaşının başlangıcı, Gandalf ile Witch King'in karşılaşması hep tam başlayacakken bölüm değişerek kesilen yerler. Adam özellikle anlatmak istememiş diye düşünüyorum.
Once upon a time there was no snake, there was no scorpion,

There was no hyena, there was no lion,
There was no wild dog, no wolf,
There was no fear, no terror,
Man had no rival.
Kullanıcı avatarı
Dr.M
Kalemşor
Kalemşor
Mesajlar: 2524
Kayıt: 22 Kas 2011 21:26
Cinsiyet: Erkek
Favori Manga: One Piece, Veritas, Gamaran, Hollyland,Liar Game,Bakuman, One Punch Man, Berserk, Toriko, Tower of God, City of the Darkness, Noblesse,
Favori Anime: Naruto, Bleach,Death Note, Hellsing, Samurai X, Hunter X Hunter, FullMetal Alchemist Brotherhood
Konum: Zonguldak

Tolkien'i okurken sıkılmak, ama Robert Jordan'a bayılmak. Kimin dili daha sıkıcı, kimin anlatımının daha yavaş olduğu o kadar çok belliyken üstelik alem adamsın Valheru, adam dil-bilimci edebiyatçı olduğu için aktarımının yoğun olduğu ve o sürekleyici korkunun sizi kuşattığı bir eserden bahsediyoruz. Yüzük Kardeşliğindeki geçmişin gölgesinde bölümü , bunun örneğidir.

Ayrıca, bir eserde fantastik kurgu öğeleri varsa ne kadar bilim kurgu öğeler olursa olsun o eser fantastikdir bilim kurgu değil. Bilim kurgu olabilecek bir geçmiş düşünülerek tasarlanır. H.G. Wellsin zaman makinesi romanındaki gibi, eğer içine bir fantastik öğe girmişse o eser bilimkurgudan tamamen çıkmıştır. Star Wars gibi, üstelik Star wars bilim kurguyu daha ilk cümlesinden reddetmiştir. long time aga the galaxsy far far away cümlesiyle.
ÖLÜLERİN BEKÇİSİ 3. SEZONU OLAN KURDUN SAVAŞI BAŞLIYOR
GÜNCEL 10. BÖLÜM ÇIKTI [/i][/size] OKUMAK İSTEYENLER BURADAN[/size]

YENİ BAŞLAYANLAR! ÖYKÜNÜN İLK SEZONU İÇİN ÖLÜLERİN BEKÇİSİ ÖZGÜR BİR ADAM BAŞLIĞINA

İKİNCİ SEZONU İÇİN ÖLÜLERİN BEKÇİSİ KURDUN DOĞUMUNA BAKABİLİRSİNİZ.
Kullanıcı avatarı
valheru21
Beyaz Avcı
Beyaz Avcı
Mesajlar: 2232
Kayıt: 21 Eyl 2011 08:44
Cinsiyet: Erkek
Favori Manga: One Piece, Naruto,Hellsing,Bakuman
Favori Anime: Gintama,One Piece, Naruto, Hellsing, Yu-Gİ-Oh, Bleach,Bakuman, Samurai 7

Dr.M yazdı:Tolkien'i okurken sıkılmak, ama Robert Jordan'a bayılmak. Kimin dili daha sıkıcı, kimin anlatımının daha yavaş olduğu o kadar çok belliyken üstelik alem adamsın Valheru, adam dil-bilimci edebiyatçı olduğu için aktarımının yoğun olduğu ve o sürekleyici korkunun sizi kuşattığı bir eserden bahsediyoruz. Yüzük Kardeşliğindeki geçmişin gölgesinde bölümü , bunun örneğidir.
Seninle hemen hemen benzer durumdayız.Bir insanın Tolkien'in o kadar yoğun sanat içeren ve ağır anlatımını okuyup beğendikten sonra burada sayfalarca Jordan'ı eleştirmesini inan bende hiç anlamayacam.
Zaman Çarkını okumuş adamsın.4. Kitap Gölge Yükseliyor'da Rand'ın Rhuiden'daki halkalardan geçip geçmişini, atalarını gördüğü bölümü tekrardan oku.Tavsiyemdir.
Resim "Dünyaca ünlü bilim adamları tarafından söylense bile saçmalık her zaman saçmalık olarak kalacaktır"
John Lennox
Kullanıcı avatarı
valheru21
Beyaz Avcı
Beyaz Avcı
Mesajlar: 2232
Kayıt: 21 Eyl 2011 08:44
Cinsiyet: Erkek
Favori Manga: One Piece, Naruto,Hellsing,Bakuman
Favori Anime: Gintama,One Piece, Naruto, Hellsing, Yu-Gİ-Oh, Bleach,Bakuman, Samurai 7

Son zamanların en sağlam fantastik serisini yazan Patrick Rothfuss ile yapılan mini bir röportaj.

Onun roman kahramanının adı Kvothe. Kumpanyada sanatçıyken dilenci ve hırsız oluyor, sokaklarda sürünüyor. Canına ve aklına da mukayyet olmaya çalışan, Tanrılarla konuşan, şarkılar yazan bir tuhaf kahraman o. Evet kahraman ve bir katil... Şarkılar, şiirlerle hem içinizi yumuşatan hem de içinize taş gibi oturan bir masal anlatıyor Kvothe.

Masalın itaatsiz kahramanı Kvothe’nin yaratıcısı ise Patrick Rothfuss. Türkiye’de İthaki Yayınları tarafından Rüzgârın Adı ve Bilge Adamın Korkusu kitapları yayımlanan Rothfuss, fantastik edebiyat dünyasının yeni gözdesi.

Rüzgârın Adı 32 dile çevrildi ve 2007’de Quill Ödülü ile Publishers Weekly - Yılın En İyi Fantastik Kurgu Kitabı Ödülü’ne değer görüldü. Biz de fırsat yaratıp Rothfuss’u daha yakından tanımaya çalıştık...

Kimya okuyordunuz ama sonra klinik psikoloji ve antropolojiye ilgi duydunuz. En sonunda da İngiliz Dili Bölümü’nden mezun olmuşsunuz. Biraz karışık sanki...

Etrafta dolanıp istediğiniz çiçekleri toplamanın, düşünce dünyasına uyarlanmış haliydi bu. Birini bitirip diğerine geçmiyordum. Mesela edebiyatla ilgili çalışmalarım her zaman devam etti.

En sevdiğiniz yazarlar arasında Neil Gaiman, Joss Whedon, Peter S. Beagle gibi isimler var ama bu yazarlara baktığımızda tarz olarak size yakın olmadığını görüyoruz...

Farklı yazarlarda, farklı şeyler beni kendine çekiyor. Bazen dili nasıl kullandıkları, bazen yarattıkları dünyalar, bazen karakterleri, diyaloglar ya da mizah anlayışları. Bahsettiğiniz üç yazara gelince; üçünün de paylaştığı bir şey var. Hepsi de çok iyi birer öykücü. Bir öykü anlatmak, kurguyu, gizemi ve karakterleri yan yana getirmekten ibaret değildir. Anlatacağınız öykünün bir formu, ritmi, dokusu vardır. Gaiman, Whedon, Beagle, bunu biliyorlar.

Ursula LeGuin, George R. R. Martin ve J. R. R. Tolkien gibi isimlerle karşılaştırılıyorunuz, hatta yaratıcılık anlamında sizin daha iyi olduğunuz söyleniyor. Bu durum sizi korkutuyor mu?

Onur verici olduğu kadar insanın gözünü korkutan bir şey bu. Zira yeni bir yazar için çok yüksek beklentiler anlamına

2007’de yayımlanan ilk kitap Rüzgârın Adı çok kısa bir sure içerisinde New York Times’in en çok satanlar listesine girdi, ödüller aldı. Okuyucunun ve edebiyat çevrelerinin bu ilgisini neye bağlıyorsunuz?

Bazı bakımlardan, düpedüz şans. Kitaba gerçekten inanan bir menajer buldum. Sonra da, kitabı seven ve desteğiyle adını riske atan, mükemmel bir editörüm oldu. Her kitap bu fırsatı bulamaz. Ayrıca, kitabımın doğru zamanda çıktığını düşünüyorum, yani insanların hazır olduğu bir dönemde. Sanırım fantastik edebiyat okurları hep aynı öykünün anlatılmasından sıkılmıştı. Büyük savaşlar ve güçlü büyücüler etrafında dönen bir roman yazmayarak riske girdim. Daha mahrem, daha hisli, karaktere daha çok önem veren bir öyküden hoşlanacak okurlar olabileceğini düşündüm. Okurların güzel bir dille yazılmış, esprili bir fantastik romanı beğeneceğini umut ettim. Neyse ki, haklıymışım gibi görünüyor.

Üçlemenin son kitabı için de bir dört yıl bekleyecek mi okuyucu?

Hobbit 1937’de yayımlandı ve Tolkien Yüzüklerin Efendisi’ni 1950’de tamamladı. Hatta sonrasında da, dört yıl yayımlanmadan kaldı. Buna kıyasla, benim durumum hiç fena değil. İstediğim mükemmelliğe ulaşınca. Acele edip okurları hayal kırıklığına uğratmak istemiyorum.
Resim "Dünyaca ünlü bilim adamları tarafından söylense bile saçmalık her zaman saçmalık olarak kalacaktır"
John Lennox
Cevapla

“Kitaplar” sayfasına dön